Atatürk ve Montessori Eğitimi

AtaturkAtatürk, büyük bir asker, büyük bir devlet adamı ve diplomat olduğu kadar, eğitim alanında da milletimizin atılım yapmasını sağlayan büyük bir önderdir. Atatürk’ün millî eğitim konusuna gösterdiği ilgi ve bu konuda ileri sürdüğü görüşler incelendiği zaman, bu konuya adeta bir eğitim düşünürü gibi eğildiği, konunun bütün yönleriyle çok yakından ilgilendiği, çevresine millî eğitimin önemini anlatmak için her fırsatı değerlendirdiği, eğitimde göz önünde tutulması gerekli amaç ve ilkeleri açıklığa kavuşturduğu görülür.

Eğitim, milletlerin bağımsız yaşayabilmeleri, kalkınıp güçlenmeleri bakımından hayatî önem taşır. Atatürk’e göre, “en önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir.”

Atatürk’ün gerçekleştirmiş olduğu Harf Devrimi, eğitim adına atılmış en önemli adımlardan birisidir. Osmanlıca okuyup yazmanın zorluğu karşısında Harf Devrimi sayesinde bütün yurtta okuma yazma oranında büyük bir artış olmuş, kültürel anlamda da halk bilinçli bir hale gelmiştir.*

Sakarya Savaşı’nın devam ettiği bir zamanda bile Ankara’da Maarif Kongresi yani Milli Eğitim Kongresi savaşa rağmen ertelenmemiş ve 16 Temmuz 1921’de toplanmıştır. Atatürk, savaşa rağmen bu kongrenin ertelenmesine razı olmamış, kongrenin açış konuşmasını bile kendisi yapmıştır. Anadolu’nun her tarafından gelen 250 dolayında kadın ve erkek öğretmenin katıldığı kongrenin gündemi iki ana konuyu içeriyordu; İlk mekteplerin programları ve öğretim süreleri, orta öğretim programları ve dersleri. Atatürk’ün bu kongre esnasında eğitimcilere verdiği şu öneriyi Mustafa Rahmi Balaban şöyle aktarıyor, “Gazi Paşa Hazretleri’nin Maarif Umdesinin ve Maarif Misakının ruhî ve içtimaî ehemmiyet ve derinliği hakkında etraflı malumat edinmek isteyen, lisan bilen genç muallimler ve terbiye ile alâkadar olanlar, John Dewey, Alfred Binet, William Stern, Maria Montessori’nin eserlerini okumalıdır. Bu zevatın (Maria Montesori) terbiyede şaheser denmeye lâyık eserlerinin lisanımıza tercümesi de pek faydalı olacaktır. Hayat ve faaliyet düsturu üzerine müstenit terbiye usulünü büyük bir muvaffakiyetle tatbik eden İtalyalı Doktor Maria Montessori olmuştur. Çocuk bahçeleri (kindergarten, anaokulları) hususunda Fröbel’i tarihe gömen bu büyük kadına yeni terbiye ammesi çok medyundur.”

Atatürk’ün Maria Montessori ismini tavsiye etmesi sıradan ve rastgele bir tavsiye değildir, zira Gazi yaşadığı çağı çok iyi okuyabilen bir liderdir. Maria Montessori için kullandığı yukarıdaki övücü sözler batılı bilim insanları tarafından da aynı tonda seslendirilmiştir. Üstelik bu başarılı öngörü yüzyılı deviren bir eğitim yönteminin ilk günlerine, dünyada henüz bu ölçüde tanınmasından önceki bir zamana aittir.

Örneğin, eğitim sistemleri üzerine göz kamaştırıcı çalışmalar yapan Dr. Heike Beuschlein, Maria Montessori için şu ifadeleri kullanmıştır; “Dünyada hiçbir reform pedagojisi uluslararası alanda Maria Montessori pedagojisi kadar geniş bir alana yayılmamıştır. Çoğu aile de çocuklarına verdiği eğitimi onun ilkelerine göre düzenlemişlerdir. Onun, çağdaş çocuk eğitimi konusunda en önemli isim olduğu, bu alanda rönesans olarak adlandırılabilecek kadar hizmet ettiği artık kesinlikle kabul edilmektedir.” Sadece Dr. Beuschlein değil, eğitim pedagojisinin en önemli isimlerinden biri olan Rita Kramer da Maria Montessori ve onun geliştirdiği eğitim sistemi hakkında şu ifadeleri kullanmıştır, “…dünya eğitim sisteminde devrim yapan kadın, …Onun başarıları o kadar harikadır ki, onun metotları bir ülkeden diğerlerine yayılmış, Doğu’da Çin ve Kore’ye, Batı’da Honolulu ve Güney’de Arjantin’e kadar uzanmıştır.”

Atamızı kaybettiğimiz bugün, bir vasiyet sayılabilecek olan bu eğitim nasihatini biz, Sihirli Bahçe Montessori Okulu, alnımız ak ve yüreğimiz gurur dolu, tutmaya devam ediyoruz.

*anonim; http://www.ataturkdevrimleri.com/yazi-370-ataturkun-egitime-verdigi-onem.html

Uzman Pedagog Adem GÜNEŞ; http://montessoriegitimi.blogspot.com/2010/03/90-yil-oncesinin-bir-vasiyeti-ataturk.html